Hz. Peygamber İslam Büyükleri Tarih Kıssa Kuran'ın Işığında Sahabeden Esintiler
2016-03-23 14:53:47 Yönetici 0 Yorum

KUR’AN’IN KALPLERE TESİRİ

Kur’an’ın kalplere tesiri, büyük bir husustur. O, kalplere tesiri ile tüm insanlığı ıslah eden, çağlar üstü bir inkılâptır. Onun gibi bir inkılâbı, tarih ne yazdı ne de yazabilir...

O, kalplerdeki derin iman, vicdanlardaki güçlü tesiriyle, nefisler üzerinde kahredici bir sultan, arzular üzerinde güçlü bir hâkim olmuştur.

İnsanların kalplerinde kök salan batıl inançlarını söküp atmış, yıllarca alıştıkları ibadetleri terk ettirmiş, çocukluktan beri kanlarına işlemiş huy ve adetlerini yıkmış, yerine kendi getirdiği inancı, ibadeti, ahlakı yerleştirmiştir.

Böyle bir inkılâbı ne âlimlerin hazırladığı “Talim-Terbiye” kitapları, ne beşeri kanunlar gerçekleştiremez. Onların terbiyesi kanun zorundan ve taklitten öteye geçmez.

Kur'an’ın düşmanlarına tesiri:

• Müşrikler Müslümanlarla savaş halinde oldukları halde bile, geceleri dışarı çıkar, gizlice Müslümanların evlerine yaklaşır ve onların Kur’an okumalarını dinlerlerdi. Onlar, Kur’an’a hayran kaldıkları halde, inatlarından, kibirlerinden ve hakkın nefislerine ağır gelmesinden dolayı iman etmiyorlardı.

• Mekke döneminde Kureyş’in ileri gelenleri, Allah Resulü sallallahu aleyh vesellemin Mescid-i Haram’da, çarşıda, insanların toplu olduktan yerlerde, Kur’an okumasına müsaade etmiyorlardı. Onu adım adım takip ediyor, Kur’an okumasına engel oluyorlardı. Hz. Ebubekir radıyallahu anhunun da evinin avlusunda Kur’an’ı sesli okuyarak, namaz kılmasına müsaade etmiyorlardı. Zira kadın ve çocuklar oraya toplanıp Hz. Ebubekir’i dinliyor, onun okuduğu Kur’an’dan etkileniyorlardı.

• Kureyş müşrikleri, Kur’an’dan o kadar etkileniyorlardı ki insanları Kur’an’ı dinlemekten men ettikleri halde, kendileri geceleyin gizlice Kur’an dinliyorlardı. Bazen birbirleri ile karşılaşıyor bir daha gizlice de olsa Kur’an dinlememeye birbirlerine söz veriyorlar fakat ertesi gün tekrar gidip Kur’an dinlemekten kendilerini alamıyorlardı.

Bir gece Ebû Sufyan, Ebu Cehil ve Ahnes b. Şerîk, birbirlerinden habersiz, Peygamberimizin evinde namaz kılarken okuduğu Kur’an’ı dinlemek için gittiler. Her biri, bir yere gizlendi. Peygamberimizin okuduğu Kur’an’ı dinleyerek geceyi geçirdiler.

Güneş doğmak üzereyken, bulundukları yerden ayrılıp evlerine dönerken, yolda karşılaştılar. Hepsi birbirlerinin nereden geldiklerini anladılar ve yaptıklarından dolayı birbirlerini kınadılar. “Eğer halk bizi görürse kalplerine şüphe düşer. Bir daha buraya gelmeyelim” diyerek,

sözleştiler. İkinci gece üçü de sözünü tutamadı, dayanamayıp gece yine Kur’an dinlemeye gittiler. Güneş doğarken, yine evlerine dönmek üzere yola çıktılar ve yine karşılaştılar. Önceki gece yapılan konuşmalar tekrarlandı. Üçüncü gece, yine üçü de Kur’an dinlemek üzere, peygamberimizin evinin etrafında gizlendi. Kur’an’ı dinlediler, güneş doğarken ayrıldılar. Yolda tekrar birbirleriyle karşılaştılar. Bu kez bir daha gelmeyeceklerine dair her biri yemin edip ayrıldılar.
    

Kur’an’la hayat buldular

İnat etmeyip nefsinin ve şeytanın esiri olmayanlar, Kur’an’la hayat buluyorlardı. İşte bir misal…

Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem, Medine’ye hicret etmeden önce, oradaki Müslümanlara Kur’an’ı ve İslam’ı öğretmek üzere Mus’ab b. Umeyr’i görevlendirdi. Mus’ab b. Umeyr oradaki Müslümanlara İslam’ı öğrettiği gibi, Medinelilerin İslam’a girmesi için de sürekli tebliğ yapıyordu. Yine bir gün, Esad b. Zürare’yi de yanına alarak tebliğ için Evsoğullarından birinin bostanına gitti.

Sa’d b. Muaz, Esad b. Zürare’nin Müslümanları yanına alarak Evsoğullarının bostanına gittiğini duyunca, yanında bulunan Useyd b. Hudeyr’e:“Sen iyi bir insansın. Zayıf insanları kandırarak, inançlarını bozmak için mahallemize kadar gelen şu adamın yanına git. Onları ikaz et. Mahallemize gelmelerini yasakla. Esad b. Zürare akrabam olmasaydı bu işi kendim yapardım” dedi. Bunun üzerine Useyd mızrağını alıp Müslümanların toplandığı yere gitti. Esad b. Zürare onu görünce Mus’ab b. Umeyr’e onun hakkında bilgi verdi. Useyd Müslümanların yanına gelince, sövüp saymaya başladı ve:

- Buraya niye geldiniz? Zayıfların inançlarını bozacaksınız! Diye çıkıştı. Sonra Esad’a dönerek:
- Sen sürgün edilmiş şu yabancıyı, halkın inançlarını bozması, kendi dinine davet etmesi için mi getirdin? Bir daha çevremizde böyle bir şey yaptığını görmeyeyim. Canınızı seviyorsanız hemen burayı terk edin! Diye kızdı. Mus’ab b. Umeyr sakin bir şekilde:
- Biraz oturup söyleyeceklerimi dinlesen, olmaz mı? Eğer beğenirsen kabul edersin, beğenmezsen istediğini yaparız, dedi. Useyd:
- Yerinde bir söz söyledin!Dedikten sonra mızrağını yere koyarak oturdu. Mus’ab kısa bir konuşmadan sonra, ona Kur’an okudu. Kur’an’ı dinleyen Useyd:
- Bu ne kadar güzel, ne kadar yüce bir söz! Siz bu dine girmek istediğiniz zaman ne yaparsınız!” diyerek Müslüman oldu. Ve: “Sa’d b. Muaz Müslüman olursa hiç kimse onu kırmaz, bütün kabilesi Müslüman olur. Ben şimdi onu size gönderirim.” Diyerek, onların yanından ayrıldı.
Arkadaşlarının yanına dönünce Sa’d b. Muaz, ona:
- Ne yaptın? Diye sordu. Useyd:
- O iki adamla konuştum. Vallahi sözlerinde bir sakınca görmedim. Yine de gitmelerini söyledim. Onlar da kabul ettiler. Ancak duyduğuma göre,Harisoğulları sana verdikleri sözleri bozarak Esad b. Zürare’yi öldürecekmiş, dedi.
Sa’d hasımları olan Harisoğullarının adını duyunca kızgın ve endişeli bir halde mızrağını alıp doğruca Müslümanların yanına gidip, tepelerine dikildi. Sövüp saydıktan sonra, Esad b. Zürare’ye:
- Ey halaoğlu! Vallahi akrabalık bağımız olmasaydı, bu adamı benden kurtaramazdın! Hoşlanmadığımız şeyleri evimizin içine mi sokacaksın? Sen sürülmüş bir adamı evlerimize, halkın inançlarını batıl şeylerle bozmak, onları bu insanların dinine davet ettirmek için mi getirdin? Sizi bir daha buralarda görmeyeyim! Diye çıkıştı. Mus’ab:
- Biraz oturup dinlesen. Beğenirsen kabul edersin, beğenmezsen gideriz, dedi. Sa’d kabul ederek oturdu. Mus’ab ona da Kur’an okudu. Kur’an okuması bitince Sa’d:
- Ben şimdiye kadar hiç bilmediğim bir şey dinledim, diyerek, Kur’an’ı çok beğendiğini belirtti ve Müslüman oldu.

Kur’an’ın inananlar üzerindeki tesiri

Kur’an’ın sahabe üzerinde büyük bir tesiri vardı. Onlar gerek namazlarında, gerekse namaz dışında, sürekli Kur’an okurlardı. Gündüz işlerinde yoruldukları halde, gece dinlenmeyi ve uykularını terk ederek Kur’an okuyorlardı. Nadiren uykuya yenilip gece ibadetini yapamıyorlardı. Gece onların evlerinden arı vızıltısı gibi, Kur’an sesleri yükselirdi.

Onlar Kur’an’ı ezberlemeyi, birbirlerine üstünlük ölçüsü olarak görüyorlardı. Hanımları onlara kızmıyor, bilakis eşlerinden mehir olarak kendilerine Kur’an öğretmelerini istiyorlardı.
     


Sahabe, yalnızca Kur’an okumakla kalmıyor, onun öğretisi doğrultusunda hareket ediyorlar, asla ona aykırı bir iş yapmıyorlardı. Onunla kalplerini ve kalıplarını temizliyorlardı. Öyle ki, Kur’an onları tamamen değiştirerek, yepyeni bir Kur'an nesli yaptı. Dosdoğru inanca sahip, ibadete dört elle sarılan, yaşamları ve ahlakları düzgün olan bir nesil...

Kur’an yolunda bir adım daha ileri atarak, onu müdafaa ve tebliğ uğruna, bütün gayretlerini, mallarını, canlarını ortaya koydular. Onlar; bir taraftan ailelerinin rızkını kazanırken, bir taraftan da Kur’an’ı okuyup ezberleyip anlamını öğrendiler. Bir taraftan tebliğ ettiler, bir taraftan da cihat ettiler.

On beş yıl önce, okuma yazma bilmeyen, dünyayı tanımayan, içki, kumar, zina, zulüm, kabilecilik gibi pek çok kötülükle iç içe olan bir kavim iken, kısa sürede, ilmin ve ahlakın zirvesine çıkıp bütün kötülüklerden arındılar. Bununla kalmayıp on yıl gibi çok kısa sürede, kovuldukları şehri fethettiler. Sonra da bütün bir Arap Yarımadası’na hâkim oldular. Üstelik dinlerini gönül rızası ile kabul ettirerek.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin vefatından kısa bir süre sonra da dünyanın süper güçlerini yendiler. O günkü dünyanın büyük bir kısmını fethederek, İslam’ı insanlara tebliğ ettiler. Kur’an sayesinde gerçekleşen bu büyük inkılâbın bir benzerini tarih yazamadı, asla da yazamaz…


ABDULLAH KARA

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize