BU DERYADAN KAÇIŞ NEDEN?
2016-03-23 10:52:19 Yönetici 0 Yorum

BU DERYADAN KAÇIŞ NEDEN?

Hz. Mevlana kuddise sırruhu, mürşid kitap olan Mesnevi’sinde şöyle bir hikâye anlatır: (Cilt. 6, Beyit. 1406 vd.) Allah rahmet etsin, Şeyh Attar hazretleri Musibetname adlı kitabında, Gazi Padişah Gazneli Mahmud’u anarak, çok nükteli çok güzel şeyler yazmıştır. Sultan Gazneli Mahmut, Hint Savaşını kazanınca ganimet olarak bir köle düşmüştü. Onu tahta oturttu, halife yaptı. Herkesten mümtaz kılıp oğul edindi. Bu hikayenin tafsilatını istersen, Şeyh Attar’ın kitabına bak! Hasılı o çocuk, altın tahtta, padişahın yanında otururdu. Ağlayıp gözyaşları döküyordu. Padişah ona dedi ki, “A bahtiyar çocuk, Her murada ermiş, padişaha yakın olmuşken niçin ağlıyorsun? Sen şu taht... Devamını oku
ŞEHVET ÂFETİ
2016-03-23 10:51:32 Yönetici 0 Yorum

ŞEHVET ÂFETİ

Bil ki her şehvet, şarap ve afyon gibi akla perdedir. Akıllar, bunlarla hayrete düşer. Şehvet ateşi, su ile sakin olmaz. Çünkü azap ve elem bakımından cehennem tabiatlıdır. Bu ateşi ne söndürür? Hak nuru. Bu hususta İbrahim’in (aleyhisselam) nurunu kendine örnek yap! Ki ödağacına benzeyen bu cismin, Nemrut gibi olan nefis ateşinden kurtulsun. Şehvet ateşi yakmakla eksilip bitmez. Yanmamakla güzelce eksilir, nihayet yok olur. Zindanda mihnetlere düşen adam, bir lokmanın, bir zevkin yüzünden düşmüştür. Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir; yol afetleri içinde şehvetten beteri yoktur. Yüz binlerce iyi, güzel adı kötüye çıkarmıştır; yüz binlerce akıllı-fikirli kişiyi... Devamını oku
BENLİĞİ BIRAK HAKK’A DÖN
2016-03-23 10:50:29 Yönetici 0 Yorum

BENLİĞİ BIRAK HAKK’A DÖN

(Allah’ın) varlığına karşı yok olmak gerektir; O’nun huzurunda varlık nedir? Kör ve yaslı bir hiç… Yok olmanın yolu bambaşkadır; zira kendinde olmak da başka bir günahtır. Gündüz gibi şûlelenip parlamayı diliyorsan geceye benzeyen varlığını yak! Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir. Noksanlar, kemal vasfının aynasıdır. O horluk, yücelik ve ululuğa aynadır. Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın. Gözünde bir tek kıl olsa hayâlinde inci, yeşim taşı gibi görünür. Hayâlinden tamamıyla geçersen o vakit yeşim taşını, inciden ayırt edebilirsin. İnsan yokluk gülistanında kendinden... Devamını oku
SENİN RIZKIN DA SANA ÂŞIKTIR
2016-03-23 10:48:39 Yönetici 0 Yorum

SENİN RIZKIN DA SANA ÂŞIKTIR

Bu âlemde binlerce canlı, sıkıntısız hoş bir halde yaşamakta, geçinip gitmektedir. Üveyk kuşu, geceki rızkı henüz meydanda olmadığı halde, ağaçta Hakk’a şükreder. Bülbül “Ey duaya icabet eden Mevlâ! Rızık hususunda itimadımız sana” diye hamd eyler. Böylece sivrisinekten tut da file kadar bütün mahlûkat, Hakk’ın ailesidir; Hak da ne güzel aile reisi! Rızık yiyen boğaz kesildi mi “Onlar Rab’lerinden rızıklanır, ferahlar” nimeti hazmedilir. Gönlüne geçim kaygısını az koy! Sen kapıda oldukça rızkın da azalmaz. “Rızkınız gökyüzündedir” ayetini duymadın mı? Neden bu aşağılık yere saplanıp kaldın? Kendinize gelin; Allah’tan isteyin, başkasından değil; suyu... Devamını oku
ZEVKU SAFANIN PİS KOKULARI
2016-03-23 10:47:57 Yönetici 0 Yorum

ZEVKU SAFANIN PİS KOKULARI

Hz. Mevlana’nın Mesnevi’sinde şöyle bir hikâye anlatıyor: “Dünya arzusu ve şehveti külhana benzer, takva ise hamama. Böylece takva hamamı şehvet külhanıyla aydınlanır. Takva sahipleri, böylece bu dünya külhanında zevk ve sefa içindedirler. Çünkü onlar, hamama girerek yıkanıp temizlenmişlerdir. Bu dünyadaki zenginler, hamamı ısıtmak için tezek taşıyanlara benzerler. Allah, hamam ısınsın tavlansın diye, onlara hırs vermiştir. Hamama giren, yüzünden, yüzündeki temizlik ve güzellikten bellidir. Külhandakiler de yüzlerindeki ve ellerindeki kir, duman ve isten belli olurlar. Bu dünyada mal toplayan ve onunla övünen “Ben şu kadar, bu kadar mal topladım” diyen, gerçekte; “Bu... Devamını oku
‘BIRAK ŞU DİZİLERİ, FİLMLERİ!’
2016-03-23 10:45:03 Yönetici 0 Yorum

‘BIRAK ŞU DİZİLERİ, FİLMLERİ!’

İddialı adamın terziye aldanışı Hz. Mevlana “Mesnevi” sinde bir hikâye anlatır. (6.cilt.1695.beyit vd.) Meddahın biri, ballandıra ballandıra terzilerin hilelerinden bahsediyor, onların lafa tuttukları müşterilerinden nasıl kumaş aşırdıklarını anlatıyordu. Hıtalı bir Moğol bu hikâyeleri dinleyince birden öfkelendi: — Söyle bana bu şehrin hilede en mahir terzisi kimdir? — Ciğeroğlu adında bir terzi vardır ki lafazanlıkta ve hırsızlıkta ondan üstünü yok. İddiacı Moğol: — Bahse girerim ki ne o, ne başkası benden bir iplik bile çalamaz, dedi. Meddah onu uyardı ve dedi ki: — Kendine bu kadar güvenme! Ben, senden daha gözü açık nicelerini bilirim ki onun hilesine mağlup oldular.... Devamını oku
HZ. YUSUF’A SUNULAN ARMAĞAN
2016-03-23 10:43:40 Yönetici 0 Yorum

HZ. YUSUF’A SUNULAN ARMAĞAN

Aynayı, yaratılış sulbünden temiz ve güzel doğan kişinin önüne koymak gerektir. Güzel bir yüz, aynaya âşıktır. Güzel yüz, aynaya âşık olduğu gibi, ruha cilâdır, kalplere temizliktir. Çok uzak yerlerden, kalbi sevgi ve şefkatle dolu bir dost, Hz. Yusuf’a (aleyhisselam) misafir oldu. Çocukluktan beri birbirlerini tanırlardı. Eskiden beri ahbaplık, âşinalık yastığına yaslanmışlardı. Misafir Hz. Yusuf’a, kardeşlerinin yaptıkları cefaları, onların hasetlerini hatırlattı. Hz. Yusuf, “O haset ve cefa, bir zincirdi; biz de aslan idik. Aslanın zincire vurulması ayıp değildir. (O tecelli, kaza-yı ilahî icabıydı.) Bizim Hakk’ın kaza ve kaderinden şikâyetimiz yok. Aslanın boynunda... Devamını oku
BEDEVİ İLE FİLOZOF
2016-03-23 10:42:21 Yönetici 0 Yorum

BEDEVİ İLE FİLOZOF

Bir bedevi, devesine iki dolu çuval yüklemiş götürüyordu. Kendisi de iki çuvalın ortasına oturmuştu. Birisi yolda onu lâfa tuttu. Bedeviye yurdunu sordu, onu konuşturdu. Bu soruşturma ile güzel sözler söyledi, hoş ifadelerde bulundu. Ondan sonra bedeviye dedi ki: “Bu iki çuvalda ne var? Doğruca söyle!” Bedevi, “Birinde buğday var, diğerinde kum, yiyecek bir şey değil!” dedi. Filozof, “Neden kum yükledin?” diye sorunca, Bedevi, “Buğday çuvalı tek kalmasın, kum çuvalı ona denk olsun diye” cevabını verdi. Filozof, “Akıllılık etseydin de buğdayın yarısını bu çuvala, yarısını da öbür çuvala koysaydın daha iyi olmaz mıydı? Böylece hem çuvallar hafiflerdi, hem devenin... Devamını oku
SAKANIN EŞEĞİ İLE ARAP ATLARI
2016-03-23 10:41:22 Yönetici 0 Yorum

SAKANIN EŞEĞİ İLE ARAP ATLARI

Her nimetin bir gamı vardır. Bir saka (1) vardı, bir de sırtı mihnetten çember gibi iki büklüm olmuş eşeği…(2) Sırtında, ağır yükten açılmış yüzlerce yara vardı. Ölüm gününe âdeta âşıktı, ölümünü arayıp duruyordu. Arpa nerde… kuru otu bile bulamıyor, onunla bile karnını doyuramıyordu. Bir yandan sırtında yara vardı, bir yandan da sahibi demir bir şişle onu nodullayıp (3) duruyordu. İmrahor (4), onu görüp acıdı. Eşeğin sahibiyle dostluğu vardı. Ona selâm verdi, “Bu eşek neden böyle dal harfi gibi iki büklüm olmuş?” diye sordu. Adam, “Benim yoksulluğum, benim kusurum yüzünden, bu ağzı dili bağlı mahlûk, yiyecek saman bile bulamıyor” dedi. İmrahor dedi ki:... Devamını oku
Parantez Hayat Sermayesi Kulluk Sanatı Yansımalar İnsan'a Doğru Tefekkür Bahçesi Fikir Meydanı Mihenk Taşı Kalbin Dili Mesneviden Hikayeler
1
2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize