Hz. Peygamber İslam Büyükleri Tarih Kıssa Kuran'ın Işığında Sahabeden Esintiler
2016-03-23 14:59:50 Yönetici 0 Yorum

FİTNEDEN KAÇINAN SAHABİ

Hureym B. Fatik radıyallahu anh

Müslüman oluşunun ilginç hikâyesi

Esedoğullarından Hureym b. Fatik, Sebre b. Fatik’in kardeşidir. Künyesi Ebu Yahya olan Hureym, Bedir Savaşından hemen önce Medine’ye gelerek Müslüman oldu. İslam’a giriş hikâyesini Ebu Hureyre anlatıyor: “Bir gün Hureym b. Fatik Hz. Ömer radıyallahu anha
- Ey Müminlerin emiri! İslam’a nasıl girdiğimi anlatayım mı? Diye sordu. Hz. Ömer:
- Evet, dedi.
- Develerimi otlatırken onları kaybettim. Develerin peşinden giderken, Basra-Medine arasındaki Ebrek el-Azaf mevkiine geldiğimde akşam olmuştu. Hava çok karardığı için ürpermiştim. Avazım çıktığı kadar yüksek sesle, ‘Cinlerin şerrinden şu vadinin azizine sığınıyorum’ diye bağırarak, dua ettim. Hemen o an gaipten bir ses geldi:
- Yazıklar olsun sana! Celil olan Allah’a sığın! El-Mecid, nimet ve faziletlerin sahibi olan Allah’a!..
Sesi duyunca çok korktum. Ses kesilip de kendimle baş başa kalınca:
- Ey gaipten gelen ses! Ne diyorsun? Sözlerin hayra mı çağrı, yoksa batıla mı? Söyle bize, çare nedir? Diye sordum. Susunca gaipten gelen sesi yeniden duydum:
- Hayır sahibi olan Allah Resulü Medine’de kurtuluşa çağırıyor. Namaz ve orucu emrediyor, insanları kötülüklerden uzaklaştırıyor.
Aramızdaki karşılıklı konuşma devam edip gitti. Sonunda gaipten gelen ses sahibi şöyle dedi:
- İman et, kurtul! Rabbim haktır. Onu destekle ki, Rabbim seni aziz kılsın.
- Sen kimsin?
- Cinlerin krallarından biriyim.
- Eğer bana devemi bulup getirebilseydin, ona binip Medine’ye giderek Müslüman olurdum.
- Ben sana deveni bulup, seni sağ salim evine götürmeyi üstleniyorum.
Develerimin yerini bana bildirince onları buldum. Cinin sözlerinden sonra Müslüman olmaya karar vermiştim. Sabah olunca develerimi evime bırakıp, Medine’ye gittim. O gün cumaydı. Doğruca Mescide vardım. İnsanlar Mescid-i Nebevî’de, Cuma Namazını kılmak üzereydiler. Kendi kendime, ‘Namazlarını kılsınlar, sonra içeri girerim’ dedim. Tam o sırada Ebu Zerr geldi. Yanında da Hz. Ebu Bekir vardı. Bana:
- Allah sana rahmet etsin, içeri buyur. Müslüman olduğunu duyduk, dedi.
- Abdest almayı tam olarak bilmiyorum, bana öğretir misin? Diye sordum. Abdest almayı öğrenince, abdest alıp mescide girdim. Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem minberde insanlara hitap ediyordu. Yüzü ayın on dördü gibi parlıyordu. Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem hutbede:
- Bir Müslüman güzelce abdest alır, sonra kalbine ve aklına hâkim olarak namaz kılarsa mutlaka cennete girer, buyurdu. Hutbeden sonra Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem ile karşılaşınca bana:
- Deveni bulmayı üstlenen adama ne oldu? Deveni sağ salim olarak evine ulaştırdı mı? Diye sordu.
- Evet, Allah ona rahmet etsin.(diye cevap verdim. Efendimiz aleyhissalatu vesselam da şöyle buyurdu:
- Allah ona rahmet etsin. (Şâmî, Sübülü’l-Hüdâ, 2/217; İbn Manzûr, Muhtasar, 8/42.)

Müslüman olduktan sonra Medine’de kalan Hureym, Suffe Ashabının arasına katılarak onlarla birlikte, Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem ve sahabilerinden İslam’ı öğrendi. (Ebû Nu’aym, Hilyetü’l-Evliyâ, 1/363.)

Cihadı ve fitneden uzak durması

Kardeşi Sebre ile birlikte Bedir Savaşına katılarak orada kahramanca savaştı. Kaynaklar onun bundan sonra yapılan diğer savaşlara katılıp katılmadığı hakkında bilgi vermemektedir. Ancak bütün kaynaklarda onun, fitneden uzak durduğuna ve oğlundan da fitneden uzak durması için söz aldığına dair bilgi vardır. (İbnü'l-Esîr, Üsdü'l-Gâbe, 1440. Sahabe.)

Şâbi’den rivayet edilir: “Dahhak b. Kays ile Mervan b. Hakim’in savaştığı Merci Rahit Savaşında Mervan, Hureym’in oğlu Eymen’e:
- Sen de bize katılıp yanımızda savaşsana, dedi.
- Hayır, savaşamam. Çünkü babam ve amcam benden, ‘Lâ ilahe illallah’ diyen kişi ile savaşmamam konusunda benden söz aldılar. Benimle gel, birlikte ateşten kurtulalım, dedim. O ise şöyle cevap verdi:
- Sen git. Bizim böyle bir kurtuluşa ihtiyacımız yok. (İbn Manzûr, Muhtasar, 5/101.)
Vabise anlatıyor: “İbn Mes’ud’dan fitne ile ilgili bir hadisi duyunca ona:
- Böyle bir zamanda yaşarsam ne yapmalıyım, diye sordum. İbn Mes’ud,
- Eline, diline sahip ol, evinde kal, dedi.
Hz. Osman öldürülünce, kalbim yerinden uçup gidecekmiş gibi oldu. Hemen bineğime binerek Şam’a gittim. Orada Hureym b. Fatik’e rastladım. Konuyu ona anlatınca İbn Mes’ud’a hak verdi:
- Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki! O hadisi ben de duydum.”(Ebû Dâvud, Fiten ve Melâhim, 2)

Kişiliği

Ahlakı Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem tarafından bizzat teyid edilen Hureym b. Atik, giyimine kuşamına dikkat eder, hatta biraz ileri götürerek kibirli insanlar gibi saçlarını uzatır, elbisesinin eteklerini yerde sürütürdü. Onun bu şekilde giyinmesi Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellemin dikkatini çekti.

Hureym’i uyaran Allah Resulü aleyhissalatu vesselam şöyle buyurdu: “Hureym b. Fatik ne güzel gençtir! Biraz da saçlarını kısaltsa, elbisesinin ucunu toplasa!”

Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellemin sözünü duyunca hemen, saçlarını kulak uçlarının hizasına kadar kısalttı, eteklerini bacaklarına kadar yukarı doğru topladı.(Ebû Dâvud, Libas, 25; İbn Sa’d, Tabakât, 6/39.)

Saçlarını kısaltmış, elbisesini yukarı doğru toplamıştı. Ancak şık giyinmeye devam ediyordu. Bazıları onun kibrinden dolayı böyle giyindiğini sanıyor, bunu dile getiriyorlardı. Onların bu sözleri Hureym’i rahatsız edince Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellemin yanına gitti:

- Yâ Resulallah! Ben güzelliği severim. Hatta ayakkabılarımın bağlı, kamçımın saplı olmasını isterim. Kavmim ise bütün bunların kibirden kaynaklandığını söylüyor.
- Birinin güzellikleri sevmesi kibir değildir. Kibir hakkı inkâr etmek ve insanlara kaş-göz işareti yapmaktır.(İbn Manzûr, Muhtasar, 8/44.)
Bir gün Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem hırsızlıktan dolayı eli kesilmiş bir adama rastladı. O sırada seferde olan ve çadırda kalan Allah Resulü:
- Şu yaralı kişiye kim yardımcı olup, yanında barındırıyor? Diye sordu. Orada bulunanlar:
- Hureym b. Fatik, dediler. Bu iyilikseverliğinden dolayı Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem ona dua etti: “Ey Allah’ım! Şu yaralıyı koruması altına aldığı gibi, sen de Hureym b. Fatik ve ailesini mübarek kıl!” (İbn Manzûr, Muhtasar, 8/44.)

Hureym radıyallahu anh, Resulullah sallallahu aleyhi vesellemden şu hadisi rivayet eder: Resûlullah, sahabilere dönerek, “Ben yalan yere şahitliği, Allah’a ortak koşmakla eş tutarım!” buyurdu.(Müsned, 4: 361.)

Daha buna benzer pek çok hadis-i şerif nakleden Hureym radıyallahu anh, Hz. Muâviye radıyallahu anh zamanında vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun!


DR. HİLAL KARA - ABDULLAH KARA

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize