Aile Hayatı Kadın Çocuk Eğitimi
2016-03-23 16:29:34 Yönetici 0 Yorum

‘KÖRDÜĞÜM GİBİ…’

Aldatılan kadın

Hz. Peygamber’in eşsiz sevgisi

İnsanlık, kıyamete kadar, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme, her işinde olduğu gibi evlilikteki sevgi yönüyle de hayran kalacaktır.

O’nu anlayamayan nasipsizler, her konuda O’na karşı çıktıkları gibi evlilik konusunda da karşı çıkıp eleştireceklerdir. O’nun işlerindeki hikmet katmanlarına hiçbir zaman ulaşamayacak, kabukta kalacaklardır her zaman. Oysa O’nun evliliğine, evlilikteki eşsiz sevgi anlayışına ve bunu ifadedeki coşkun ve fıtri sanatına, hep hayran kalacak hakiki insanlık.

İşte, ufacık bir kesit…

Hz. Aişe radıyallahu anha, Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem ile yeni evlenmişti. Yeniyetme bir genç kız olarak, eşinin kendisini sevip sevmediğini merak etmekteydi ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini…

Hz. Aişe (r.anha) bu düşüncesini Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ile konuşmadan edemedi.
- Ey Allah’ın Resulü, beni seviyor musun?
- Evet, Ya Aişe, tabi seviyorum!
Hz. Aişe (r.anha) dahasını da merak ediyordu, acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:
- Beni nasıl seviyorsun?
Hz. Peygamber (sav) sevgi şeklini tanımladı eşine;
- KÖRDÜĞÜM GİBİ!
Bu cevap, Hz. Aişe (r.anha)’yı çok sevindirdi, çünkü kördüğüm açılamazdı. Açılamayan, bitmeyen, sırlı bir sevgi demekti…
Alacağı cevap onu çok mutlu edeceği için Hz. Aişe (ra) sık sık sorardı: “Ey Allah’ın Resulü, kördüğüm ne âlemde?”
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, Hz. Aişe radıyallahu anhayı memnun eden cevabı verirdi her defasında: “İLK GÜNKÜ GİBİ!”

İşte bu tabloya, insanlık hayran hayran bakakalacaktır, kıyamete kadar...

Sözün bittiği, duyguların coştuğu ve gıptaların uçuştuğu son nokta!
Hani, tek eşlilikten dem vurup duran insanlar, buyurun siz de bakın! Görmek de nasip işi ya, o da ayrı…
Hangi tek eşli, hangi çok eşli veya hangi sevgili, karşısındakine sevgisini bu şekilde anlatabilmiştir? Kim?...
Örnek almaya çalışalım en azından.

Çağdaşlık adına aldatmak serbest mi?

Kadın hakları, tek eşlilik, eşitlik… vs. diyorlar, bunları bir de “çağdaşlık, ilericilik” gibi cilalı laflarla süslüyorlar ama çok gerilerde kalmışlar, çook.

Ülkemiz coğrafyasına baktığımızda, doğudaki erkek, kadının üstüne kuma getiriyor diye “aydınlar” veryansın ediyorlar, “Bu gericiliktir!” diye…

    


Batıdaki erkek tek eşlidir ama eşini istediği şekilde aldatabilir(!) İster sanal âlemde, ister gerçek âlemde, “bu ilericiliktir”. Doğudaki kadına, zavallı gözüyle bakarlar, üstüne kuma getirilmiş diye.

Uzmanlar “bir kadının üstüne kuma getirmek, onu öldürmektir” diyorlar, haklı olarak. Batıdaki kadının üstüne bir kuma getirilmemiştir ama binlerce kez aldatılmıştır çeşitli oyunlarla. Ama olsun! “Tek eşli” ya...

Olay bu mudur yani? Böyle mi olması gerekir?...
Aslında özgürlük açısından ve adaletle bakıldığında, doğudaki kadın nasıl da asaletlidir. Bu durumu kabul edemiyorsa bırakır gider dimdik.

Batıdaki kadınsa sineye çekmek zorunda bırakılır çoğu zaman, çaresizce... Belki eşinin kendisini aldattığını söyleyemez, çoğu defa kanıtlayamaz bile. Çünkü doğunun erkeği ne kadar dürüst ve dobraysa batının erkeği de bir o kadar düzenbaz ve samimiyetsizdir bu anlamda.

Birçok kadına rastladım, kadınlık haysiyeti zedelenmiş. Ne yapacaklarını, nasıl tepki göstereceklerini bilemiyorlardı… İster doğudaki kadın gibi dimdik durursunuz, ister batıdaki kadın gibi iki büklüm…
İsterseniz de Asr-ı Saadet özlemiyle, bu imtihan dünyasının süresini doldurmaya çalışırsınız… İnsan istediği yerde ve zamanda yaşayamıyor ya, o da ayrı bir imtihan.

Asr-ı Saadet’ten günümüze, milyonlarca benzer tablolar vardır aslında. İnsan bedenen istediği yerde olamıyorsa sabrıyla, olmak istediği yerde olmalıdır ruhen. Ebedi hayatı kazanmak olmalıdır tek hedefi, vesselam.


SIDDIKA SADIKOĞLU

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize