Aile Hayatı Kadın Çocuk Eğitimi
2016-03-23 17:12:35 Yönetici 0 Yorum

ÇOCUKLARA NASIL DAVRANILMALI?

Günümüz şartlarından en çok etkilenen ve üzerine oyunlar oynanan en başlıca kurum ‘aile’dir. Ekonomik sıkıntılar, sosyal sorunlar, çevre şartları, olumsuz medya yayın ve propagandası en fazla aileyi yıpratıyor. İnternet sayesinde dünyayla buluşuyoruz ama çocuklarımıza ulaşmakta zorlanıyor, olaylara onların gözüyle bakamıyor ve çocuklarımızı anlayamıyoruz. İletişim kuramıyoruz. İletişim olmayınca, verilmesi gereken en temel eğitim bile verilemiyor.

Sonuçta da en temel eğitimden mahrum bilinçsiz, toplumun ve ülkesinin başına bela olan, okumuş ama kıymet bilmez, saygısız, anarşist tiplerden oluşan sağlıksız nesiller ortaya çıkıyor. Sağlıklı eğitimin verilebilmesi için ebeveynlerin çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği, onlarla nasıl iletişim kurulacağını bilmelerinden geçiyor.

Anne ve babaların bu sahada merak ettikleri ve kendisine bu hususta sorulan soruları Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sefa Saygılı cevaplıyor.

Her istediğini yapmalı mı?

Anne-Baba: Çocuğumun her istediğini ve onun için en iyisini yapıyorum. Yine de asabi ve bazen huzursuz. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: Aslında arada onun makul olmayan ısrarcı isteklerine “hayır” demeliyiz. Her istediğini yapmak doğru değil. Böylelikle çocuğunuzun tatminsiz ve doyumsuz olmasına sebebiyet veririz. Çocuk, elindeki nimetlerin farkına varmaz. Hayatta da her istediğinin eline geçeceğini zanneder. Öyle olmadığını görünce mutsuz olur.

Anne-Baba: 6 yaşındaki çocuğum çok ısrarcı. “Hayır” desem bile tepkili konuşuyor. İstediği yapılsın istiyor.

Dr. Saygılı: Israr etse bile yapılmayacak şey istiyorsa, yapmayın! Çocuk bilsin ki ısrar fayda vermeyecektir. Böylelikle zamanla ısrardan vazgeçecektir.

Anne-Baba: 5 yaşındaki oğlum, markette istediğini almayınca bağırıp çağırıyor. Almak zorunda kalıyoruz. Yoksa çevreye rezil olacağız.

Dr. Saygılı: Yaptığınız yanlış. Çocuk sizi mahcup ederek istediğini aldırmaya çalışmaktadır. Alınmayacak istekte bulunduğunda, kesinlikle reddedin. Kendini yere atsa da bağırıp çağırsa da kabul etmeyin. Bir süre sonra bu alışkanlığı bırakacaktır.

Anne-Baba: Çocuğun istediğini yerine getirmezsek sürekli ağlıyor. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: Ağlasa da istediğini yapmayın. Ağladığını görmezden gelin. Bilsin ki, ağlasa da istediği olmayacaktır.

Anne-Baba: 6 aylıkken parmak emmeye başlayan oğlum 2 yaşında ama devam ediyor. Normal midir?

Dr. Saygılı: Arada yaparsa normaldir. İkna ve telkinle vazgeçirmeye çalışabilirsiniz ama zorla ve yasakla problemin çözülmeyeceğini bilin.

Anne-Baba: 3 yaşındaki kızım devamlı sallanıyor. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: Bence görmezlikten gelin. Üstüne düştükçe, yasakladıkça daha çok yapacaktır. Sallandığında ilgilenmeyin, yapmadığında üzerine düşün. İlginizi çekmek için yapıyor olabilir veya sallanan birini taklit ediyordur.

Alt ıslatılması

Anne-Baba: Çocukların gece altını ıslatmaları, anne baba eğitimi yanlışlığından mı olur?

Dr. Saygılı: Hayır, genellikle kalıtsaldır, soyaçekimle ilgilidir. Ancak çocuk bir süre temiz kaldı ve sonra altını ıslatmaya tekrar başladıysa, bu defa psikolojik faktörler söz konusudur. Ya çocukta anne babayı kaybetme korkusu veya kıskançlık duyguları mevcuttur.

Anne-Baba: 6 yaşındaki kızım, 4 yaşındayken gece altını ıslatmayı kesmişti. Son 4 aydır tekrar gece kalkmaya ve altını ıslatmaya başladı. Ne yapmalıyız? Sebebi ne olabilir?

Dr. Saygılı: Çocuğun kafasında büyüttüğü bir problemi vardır. Bunu araştırmalıyız. Acaba aileye yeni bir kardeş mi geldi? Başka endişeleri mi var? Bu konularda onu rahatlatırsak, problem çözülmeye başlar. Ayrıca akşamları sulu gıdalar almasını kısıtlamak, altına bez ve naylon sermemek, idrarını kaçırdığı günleri listelemek ve temiz olduğu günler ona memnuniyetimizi bildirmek faydalıdır.

Huysuz çocuklara nasıl davranılmalı?

Anne-Baba: 1,5 yaşındaki oğlum herkesi ısırıyor, çimdikliyor. Benim saçlarımı çekiyor. Ne yapmam lazım?

Dr. Saygılı: Aslında çocuk böyle yaparken eğleniyor, kendi gücünü göstermekten memnuniyet duyuyordur. Başkaları çığlık attıkça mutlu oluyordur. Yoksa karşısındakinin acı çekmesini amaçlamadığı gibi büyük ihtimalle onun acı çektiğinin farkında da değildir. Bu durumda sizin veya acı çekenin, acı çektiğini çocuğa fark ettirmesi, canının yandığını ifade etmesi gerekir. Çocuk, karşısındakini rahatsız ettiğini böylece anlar ve acı çektirmekten vazgeçer. Bazılarının yaptığı gibi hemen şaplak atmak yanlıştır.

Anne-Baba: 4 yaşındaki oğlum rahatsızlık geçiriyor, iğne yapılması uygun görüldü. Ama o yaptırmak istemiyor, çok ağlıyor. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: İğnenin yapılması gerekiyorsa korkuyor diye vazgeçmeyelim. Ne uygunsa yapalım. Ayrıca yalana başvurmayalım. Oğlum rahatsızdı ve kendisine iğne yapılıp yapılmayacağını sordu. “İğne yapılacak, bu senin sağlığın için mecburuz buna” diye izah ettim. Kararlı olduğumu gördü ve tepkide bulunmadı.

Bazı anneler, çocukları ağlayınca iğneden vazgeçerler. Bu cesaretin değil, korkunun ödüllendirilmesi anlamına gelir. Hâlbuki çocuğa karşı kararlı davranmalı ve ortalığı ayağa kaldırsa da iğnesi yapılmalıdır. Yoksa çocuğumuz her korku veren durumda ağlayarak ve bize koşarak tepki vermeyi alışkanlık haline getirir.

Anne-Baba: Geçenlerde 5 yaşındaki oğluma şaplak vurmak zorunda kaldım. Acaba hata mı ettim? Çocukları dövmek her zaman yanlış mıdır?

Dr. Saygılı: Bazen zor durumda kalınca çocuğun kaba yerine şaplak indirmek gerekebilir. Ama bu şaplak yüze vurulmamalı, kesinlikle iz bırakmamalı, hele bazı babaların yaptığı gibi kemerle olmamalıdır. Kalçasına veya eline vurulan tokat çocuğun bir sınırı olduğunu bilmesini sağlar.

Ona kızgınlığımızı ve yaptıklarını tasvip etmediğimizi belirtmekle başlayabiliriz. Ayrıca sevdiği faaliyetlerden alıkoymak (dışarı çıkmak veya televizyon seyretmek gibi) korkmayacağı bir odaya bir süre kapatmak da yine ceza metotlarındandır.

    
Nadir durumlarda, kaba yerine vurulacak şaplak da bazen çok işe yarayabilir.

“Hangi durumlarda vurulabilir?” diye sorulacak olursa;
* Bize küfür ettiğinde veya küstahça davrandıysa,
* Kurallarımıza itaat etmeyi bırakıp kulak bile asmadığı ve sınırı çok aştığında,
* Bizi aşırı öfkelendirdi veya hayal kırıklığına uğrattıysa,
* Kendisine veya çevreye zarar verici tehlikeli bir fiilde bulunduğunda (mesela kırmızı ışıkta uyarılarımıza rağmen karşıya koşarak geçtiğinde veya kardeşini yaraladığında) vurulabilir.

Ancak geçmişteki bir kabahati için olmamalı ve başkasının yanında yapmamalıdır.

Anne-Baba: 6 yaşındaki oğlum bazen benden nefret ettiğini söylüyor. Çok üzülüyorum.

Dr. Saygılı: Üzülmenize gerek yok. O yaşlarda çocuğunuz karmaşık ve değişken duygular içine girecektir. Bir-iki dakika önce sizi ne kadar sevdiğini söylediği halde en ufak bir engelinizde öfkeyle nefret ettiğini haykırabilir. Sonraki yaşlarda bu durum kalmaz.

Anne-Baba: 4 yaşında kızım sofrada yemeği ile oynuyor ve çok oyalanıyor. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: Yemek aralarında bir şey yemediğinden emin olmalısınız. Sofraya besleyici yiyecekleri koyduktan sonra, istediği tempoda yemesine izin verelim. Bizler yemeği bitirince yemek vaktinin bittiğini söyleyerek sofrayı toparlayalım. Yemeği bitirmediğini belirterek karşı çıkarsa ona “Üzgünüm, ama yemek için ayırdığımız zaman sona erdi” diyerek kararlı olalım. Bir dahaki öğünde daha dikkatli olacaktır.

Anne-Baba: 3 yaşındaki oğlum yeni doğan kardeşine vurmaya kalktı. Nasıl davranmalıyım?

Dr. Saygılı: Bebeğe vurmasının, asla izin verilmeyecek bir davranış olduğunu ısrarla ona anlatalım. Bebeğin canını acıttığını, ailede başka hiç kimsenin böyle yapmadığını söyleyelim. Çok ciddi olduğumuzu belli edelim, fakat sakinliği elden bırakmayalım. Ancak böyle kararlı, sert bir tavır takınırsak şiddet olayları sona erer.

Çocuğumuzun bu şiddet dolu davranışlarındaki amacı dikkatimizi çekmektir. Bu sebeple “Tamam, seni anlıyorum, sinirlendin demek. Gel, seninle oynayalım” şeklinde bir tepki gösterirsek, bu tip davranışlarını teşvik etmiş oluruz.

Ona sevgi ve özen gösterelim, ama daha sonra.

Erkeklerin kız, kızların erkek gibi yetiştirilmesi

Anne-Baba: Kız çocuğuna büyük hevesim vardı. Fakat üç oğlum oldu. Ve en küçüklerini kız gibi yetiştirerek hevesimi alıyorum. Tabiî ki erkek, ama ona “kızım” diye hitap ediyorum. “Ama bir zarar veririm” diye de korkuyorum. Yaptığım yanlış mı?

Dr. Saygılı: Tabiî ki kesinlikle yanlış! Ergenlik yıllarında onu kız-erkek cinsiyet karmaşasına itecek davranışlarınız var. Lütfen erkek çocuğunuzu erkek gibi büyütün. Yoksa ileride çocuğunuzda mutsuzluk ve cinsel belirsizlik ortaya çıkar. Ona verdiğimiz isimden, giydirdiğimiz kıyafete kadar kendi cinsine uyacak şekilde hareket etmeliyiz.

Anne-Baba: 3 yaşındaki oğlumu geçen bebekle oynarken gördüm, çok endişelendim, ne dersiniz?

Dr. Saygılı: Çok erken dönemde, çocukların erkek oyunları ve kız oyunları vardır. Bu onların cinsel kimliklerini belirterek büyümelerine yardımcı olur. Ama oğlumuz oyuncak bir bebekle veya kızımız arabalarla oynamak istiyorsa, şaşırmayalım.

Her yaşta, bir çocuğun erkeklere ve kızlara has şeylerin keşfini yapmaya ihtiyacı vardır. Bu normaldir ve endişe verici değildir.

Ancak başka belirtiler de var ve çok tedirgin oluyorsak bir uzmana danışmaktan çekinmeyelim.

Uyku saati düzeni ve problemler

Anne-Baba: Çocuklarımı çok şükür belli saatlerde yatmaya alıştırdım. Ancak misafir geldiğinde, hele de aynı yaşta çocukları varsa, daha geç yatmak istiyorlar. Acaba o günler tolerans tanımamız uygun olur mu?

Dr. Saygılı: 1–6 yaş arası çocukların 6–12 saat günlük uykuya ihtiyaçları vardır. Çocukların yaşları büyüdükçe bu süre azalır.

Çocuklar eğer sevdikleri birileri evlerine misafir olarak gelmişlerse veya gelecekse o gün yatak odasına gitmek istemezler. Yine kendileri yattıktan sonra evde güzel şeyler olacağını bilen veya hisseden çocuklar da yataklarına girmekte güçlük çıkarırlar. İşte böyle durumlarda hoşgörülü olmak ve bir süre daha uyanık olmasına izin vermek mahzurlu değildir.

Anne-Baba: Çocuğum erken yatmak istemiyor ve biz yatmayınca yatmaya gitmiyor. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: Akşamları evde sakin, huzurlu bir ortamın oluşmasını sağladıktan sonra çocuğumuz için daha önceden belirlediğimiz uyku saatinde (21–22 arası) yatak odasına gitmesini mutlaka sağlayalım. Bu konuda kararlı olalım. Küçük sebeplerle uyku saatini sık sık değiştirirsek tekrar düzeni kurmak zordur. Uyku saatini çocuğumuz ile birlikte düzenlersek ve kendi ailemizin özel durumlarını dikkate alırsak, başarıya ulaşmamız daha kolay olur.

Yatak odasına anne veya baba çocukla birlikte giderse iyi olur. Yatak odasında gece lambasının olması çocuğu rahatlatır ve uykuya dalmasını kolaylaştırır.

Uykuda önce bir hikâyenin okunması veya bir masal anlatılması, anne-baba ve çocuk arasındaki iletişimi güçlendirir. Çocukta güven hissi kuvvetlenir ve ileriki yaşlarda kitap okuma alışkanlığının edinilmesinde fayda verir.

Bütün bunlar yapılır, ancak çocuklar gene uykuya dalamayabilirler. Son anda tuvalete gitmek isterler veya susadıklarını söylerler. Ya da akıllarına bir şey gelir, onu yapmak isterler.

Uyku alışkanlığı edinilinceye kadar bütün bunlara karşı sabırlı davranmak gerekir. Çünkü çocuk bizi denemekte ve gücünü üzerimizde kontrol etmektedir.

Anne-baba sinirlenir ve “Uyumuyor işte, ne yapayım?” diyerek çocuğun yataktan kalkmasına izin verirse, çocuk her gün bir başka yol deneyerek uyumak istemeyecek ve olumlu bir alışkanlık kazanamayacaktır.

Sevgi ve sabırla gayrete devam edelim

Anne-Baba: 5 yaşındaki çocuğum çok dağınık, eşyalarını yerlere atıyor. Tabaklarını ortalıkta bırakıyor. Ne yapmalıyım?

Dr. Saygılı: Artık sorumluluklarını yerine getirmeye alıştırmamız gerekir. Size bu kadar bağımlı olması doğru değil. Onun artıklarını temizleyerek vicdanınızı rahatlatıyor olabilirsiniz, ama size yardımcı olmasını sağlamanız şart. Böylelikle kendine güven duygusu artar. Size destek olarak daha mutlu olur.

Bunun için;

* Daha küçükken yaptığınız işleri (çamaşır, bulaşık, temizlik) ona izah edin ve ilerde yardım beklediğinizi söyleyin.

* Üç yaşından sonra ufak işlerle başlayarak alıştırın. Tabiî yaptıkça onu tebrik edin, gurur duyduğunuzu belli edin, ilgi ve şefkatinizi arttırın.

* İş yaparken hatalı davrandığında tepki göstermeyin ve anlayışlı davranın.


DO. DR. SEFA SAYGILI

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize