Şiir Edebi Yazılar Genç Köşe Sıradışı Olaylar Takvim Hikmetli Sözler Tavsiye Edilenler Sizden Gelenler
2016-03-28 15:32:26 Yönetici 0 Yorum

NAMAZI EVE ÇAĞIR SEVGİLİ DOSTUM

-Dost mektupları-

Kendimi unutmadan, ilk kıldığım namazı hatırlamanın imkansızlığını düşünerek, karanın bittiği yere, sahile gittim ve orada yazmaya başladım.

13 sene önceydi. Namaz bana, ben namaza; çocuk halimle koşuşturduğum yollarda kapılmıştık. Yalın haldeyken gelmişti bana. Ondan yalınlaşmayı öğrenmiştim, hala öğreniyorum…

Önce abdest almayı öğrenmeliydim ama neyleyim, ailem namaz kılmazdı. Bu yüzden, abdest almayı abdest alanların eline su döke döke değil, okuya okuya öğrendim. Nasıl oluyor anlamıyorum, buz gibi sularda aldığım abdestin beni üşütmediğini. Annem gibi ısıtıyor, yıllardır soğuyan bedenimi. Can yürüyor köklerime. Abdest alıyorum, yüzümüze meleğin kanadı dokunuyor…

Sonra namazla bulmak istiyorum yolumu ve okuya okuya namaz kılmayı da öğreniyordum. Sadece kitaplarım vardı bir de seccadem…

Namaz anlatılanların tümü, anlatılamazın anlatılamazlığıydı sanki.

Bir tekbir ile dünyayı arkama atmıştım. Elimin tersiyle geride bırakmıştım bütün her şeyi. Kendimi hiç bu kadar harika hissetmemiştim. Sanki bulutlarda uçuyordum. Dünyanın en güçlü kızıydım. Ne istersem yapabilirdim. Dünya benimdi. Namazım bittiğinde, “Affet Allah'ım” diyordum, “Affet, göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten. Affet senin namaza çağardığın zamanlarda, namaz kılmadan aldığım her nefesten…”

Sonrasındaki her namaz, görünen, mantıklı hiçbir neden olmadan, gökten düşmüş gibiydi. Demek istediğim, namaz kılarken göklere uzanıyor gibiydim. Sanki dünyada değildim bile…

Namazı yaşamayı, onu kılmaktan daha çok seviyordum.

İnsan, başına buyruk olmak istediği kadar birine muhtaç olmak, birinden yardım istemek, birine dayanmak ve birine sığınmak da ister. Ve bu isteğini en iyi namazda anlatır sevgili dostum.

Gecenin gündüze, gündüzün geceye dolanması gibi bir namaz bir diğer namaza gebedir. Namaza durduğumuzda, huzura kavuşur tüm dünyalıklardan ayrılmaya başlar, ayrıldığımızda bizi vazgeçilmezi eyleyen Var Eden’i buluruz. Namaz emredilmemiş olsaydı, belki bizler de yaratılmazdık. Namaz var olduğu için varız.

Bu yüzden, sana, namazın seni çoğalttığı masalını anlatıyorum. Namazın seni dürüst ve erdemli insanların arasına kattığını, sana haksızlık etmek isteyenlere karşı gücünü artırdığını, yolunu arıttığını, ruhuna yücelik verdiğini, seni güzelleştirdiğini, sadeleştirdiğini, içini dışını nurlandırdığını, nuruyla sarıp sarmaladığını, hayır yolundaki çabanı güçlendirdiğini, çabanda seni başarıya ulaştırdığı masalını anlatıyorum. Dinle.

Gözlerimizi namaza çevirmemizi isteyen Rabbimiz, güzel olan her şeyden daha çok nasiplenmeye davet ediyor…

Bir defa namaza dursan, alnın secdeye değse bir defa, namazın içindeki macerayı bir defa seyredebilsen, anlayacaksın. Bütün macerayı toptan kucaklayarak, Allah’a aşık olacaksın.

Erteleme sevgili dostum. Yaşlanınca kılarım deme. Şimdi başla. Şimdiden vaz geçmelisin bu gidişattan, geçmiş de hüsranda çünkü.

Kaçırdığın namazları geri topla, kaza namazları ile geri çağır. Dünyalıkları yıka elinden, benliğini düşür yakandan. Öylece iltica et namaza… Sadece kalıbını değil, kalbini de indir şefkatin secdesine…

Namaz kıldığın için seni yadırgayacak, tanımayacak olanları kendine dert etme. Namaz kıldıkça yükseleceğini hatırla. Ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün sevgili dostum.

    


Yeryüzünün insanları seni tanımasa ne olur? Namazını kıl ki gökyüzünün melekleri tanısın seni.

Dünyanın vaadi yok kalbine. Namaz hayatının vazgeçilmezi olsun. Onu küçük, değersiz dünyalık işler için asla feda etme. Yüz dön diğer herşeyden…

“Sağ eline güneşi, sol eline ayı verseler de vazgeçme” bir vakit namazından bile.

Bu dünyaya vedaların en kötüsü, bir rekat namaz kılmadan yaptığımızdır. Karayı ve akı bölüştüren, gökleri yıldızlarla yaldızlayan, yeryüzünü insanla bezeyen, can veren, can verdiğine cihanı veren, bir gün derleyip toplayacak bizi. Sana namazını sorduğunda, başın önünde olmasın sevgili dostum.

Namazı eve çağır, haydi çağır…
Ve ilk defa göreceksin her şeyi…


EBRU’SU

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize