Şiir Edebi Yazılar Genç Köşe Sıradışı Olaylar Takvim Hikmetli Sözler Tavsiye Edilenler Sizden Gelenler
2016-03-28 15:33:31 Yönetici 0 Yorum

BİR ÇOCUĞUN ‘RAMAZAN GÜNLÜĞÜ’

Ramazan 1. Gün

Bu gün evde bir acayiplik var.
Herkes sessizce işine okuluna gidiyor.
Annem, “Zeynep, hadi sana kahvaltı hazırlayalım” dedi.
Kimse yemek yemiyor, su içmiyor. Ablam bile!

Ramazan 5. Gün

Önce diyet yaptıklarını sanmıştım.
İzledim hepsini.
Akşama doğru hepsi sessizleşiyor.
Sofrayı hazırlayıp ezanı bekliyorlar.
Onları böyle seyretmek, öyle hoş ki...
Başka zaman, susmak bilmeyen ablamın bu hali, içten içe güldürüyor beni.
Ama gülmeye cesaretim yok!...

Ramazan 9. Gün

“Niye böyle yapıyorlar?” diye ablama sordum, ‘Büyüyünce anlarsın...’ dedi.
Zaten başka ne der ki!
Anneme sordum, “Ramazan” dedi.
Babama sordum, “Oruç” dedi.

Ramazan 11. Gün

Bu Ramazan ve Oruç isimli iki kişi, bizimkilere yeme-içme yasağı koymuş demek.
Arkadaşım Fatıma'ya sordum.
Onun ailesi de gündüzleri yemek yemiyor, su içmiyormuş.

Ramazan 14. Gün

Kaşık çatal sesleri, konuşmalar duydum.
Uyandım.
Babama haber vermeye koştum, yatağında yok!
Çaresiz, huysuz ablamın odasına koştum.
O da yok!
Korkmadım, “Ben bu hırsızların hakkından gelirim!” Dedim.
Aldım elime paspasın sapını, aniden açtım mutfak kapısını.
Sopamı havaya kaldırdım, öylece kaldım oracıkta.
Bizimkiler yemek yiyorlar!
Vay uyanıklar vay!...
Gündüz Oruç ile Ramazan’dan korkup gece yiyorlar.
Bir de üstüme gülüyorlar…
Korkaklar...

Ramazan 17. Gün

Önceleri, Oruç ile Ramazan'ı bulup şikâyet etmeyi düşündüm.
Fakat ablamın yemek yemedikçe pamuk gibi yumuşadığını fark ettim.
Babam ile Annem de artık tartışmıyorlar.
O zaman devam.
Belli ki Oruç ve Ramazan, iyi kalpli iki amca…

Ramazan 19. Gün

Her gün bize beyaz başörtülü teyzeler geliyor.
Oturup birlikte Kur'an okuyorlar.
Her zamanki gibi mobilyadan, gelinden, kaynanadan, konuşmuyorlar.
Ellerini açıp herkese dua ediyorlar.
Sevim teyze de başını örtmüş.
Çok da yakışmış.

Ramazan 22. Gün

Her şey aynen devam ediyor.
Televizyonlar bile uslu uslu konuşuyor.
Hepsi akşam ezan okuyor.
“İftar, iftar!” deyip bütün şehir birden yemeğe başlıyor.
Ne hoş…

Ramazan 24. Gün

Oruç'u merak ediyorum.
Geçen gün Ayşe teyzem Annemle konuşuyorlardı.
“Şöyle şöyle yaparsam Oruç bozulur mu?”
“Yok, böyle olursa Oruç kaçar mı?”
Demek ki Oruç, çok duygulu birisi.
İnsanlar kötü bir şey yapınca bozuluyor.
Kötülüğü gördüğü yerden kaçıyor.
Oruc'u ve Ramazan'ı artık iyice merak ediyorum.
Onlarla tanışmaya can atıyorum.

Ramazan 25. Gün

Bu günlerde herkes “Kadir” gecesinden bahsediyor.
Şimdiye kadar gecesi olan bir adam göremedim.
Bu Kadir de kim?
Bin aydan hayırlı gecesi varmış.
O gece uyumamak, namaz kılmak, Kur'an okumak çok önemliymiş.

Ramazan 26. Gün

İftarı çok sevdim.
Akşam yemek yemeye “iftar” diyorlar.
Gece yemek yemenin adı da “sahur”.
İftar sonrası eğlenceler oluyor.
Babam camilere götürüyor bizi.
Herkes sokaklarda, camide, neşe içinde.

Ramazan 28. Gün

Merak içinde beklerken uyuyakaldım.
Kadir, gecesiyle beraber gelmiş gitmiş.
Ben göremedim.
Anlayamıyorum.
Bu yüzden ağabeyimi çok özlüyorum.
Ablama soru sormaya kalksam, bana doya doya gülüyor.
Sonra da arkadaşlarına anlatıyor, birlikte gülüyorlar.
Sinir oluyorum.
Abim uzak bir şehirde üniversitede okuyor.
“Abim ne zaman geliyor?” diye anneme soruyorum.
“Bayram gelsin, o da gelecek” diyor.
Oruç, Ramazan, gece gelen Kadir'den sonra şimdi de Bayram!
Soramıyorum “Bayram kim?” diye…
Neden o gelmeden abim gelemiyor?
Belki de abimin arkadaşıdır.
Çok özledim abimi.
Bayram’ı da alsın, gelsin tanışalım.

Ramazan 29. Gün (Arefe)

Sonunda bir hanım ismi duydum.
Arife diyemiyorlar mı ne?
‘Arefe’ diyorlar.
Niye Arefe?
'Arife' olması gerekmiyor mu?
Yengemin adı gibi yani...
'Arefe geliyor, daha temizliği bitiremedik' diyor Annem.
Demek ki Arife teyze çok titiz.
İyice telaşlandılar.
Bir Bayram diyorlar, bir Arefe, harıl harıl çalışıyorlar.
Temizlik yapılıyor.
Yemekler hazırlanıyor.
Anneme “Bayram ne zaman gelecek?” dedim, “Arefe’den sonra” dedi.
Demek ki Bayram ile Arefe evli değil.
Akraba da değil.
Kafam karma karışık.
Salih abim bi gelse de her şeyi bana anlatsa.

Ve Bayram geldi

Sabah kalktığımda, herkesi kahvaltıda yakaladım!
Oruç gitti herhalde diye düşündüm.
Abim gece gelmiş.
Sevinçten haykırdım.
Çok özlemişiz birbirimizi.
Bütün olanı biteni, bir güzel anlattım Abime.
Yüzüme bakarken, bana tebessüm ettiğini gördüm.
Ablama sormamakla ne iyi ettiğimi anladım.
Abimin tebessüm ettiği yerde, ablam kahkaha atar.
Abime küser gibi yaptım, hemen gönlümü aldı.
Bana her şeyi baştan anlattı, bu sefer de ben gülmeye başladım.


Abimden söz aldım.
Kimseye anlatmayacak, konuştuklarımızı.
Yazmak için izin istedi. Ben de verdim…
“Ramazan günlüğü” işte böyle ortaya çıktı.
Abim, buna bir de isim buldu, “5 Yaş Sendromu.”
Sendromu anlamadım.
Ama olsun, Abime güveniyorum.
Gerçi ablama göre “4 yaşındayım”.
Annem, “5 yaşında” olduğumu söylüyor.
Babam “daha 4 yaşından gün almadı” diyor.
Abim “Bu konu beni aşar” diyor.

Bayramı çok sevdim.
Ama ablam tekrar o sinirli haline dönecek diye, Ramazan’ın gidişine çok üzüldüm.
Bizim için her gün Ramazan olsa!
Ne iyi olur.


GÜLİSTAN

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize