Şiir Edebi Yazılar Genç Köşe Sıradışı Olaylar Takvim Hikmetli Sözler Tavsiye Edilenler Sizden Gelenler
2016-03-28 16:22:07 Yönetici 0 Yorum

HALEPÇE KATLİAMI

24 yıl önce bugün, 16 Mart 1988 günü, tarihe kara bir leke olarak geçecek korkunç bir katliam yaşandı. Korkunç olay, İran-Irak savaşı tüm şiddetiyle devam ederken meydana geldi.

Baas rejiminin “el-Enfal Hareketi” ismini verdiği operasyonda, Irak'ın kuzeyindeki Halepçe kenti, savaş uçakları tarafından 3 gün boyunca kimyasal gazlar içeren bombalarla bombalandı. Bu katliam, Hiroşima ve Nagazaki’den sonra, insanlık adına vahşet içerikli en büyük insanlık suçu olarak değerlendirilmektedir.

Resmi rakamlara göre, 5 bin sivil kimyasal gazlardan zehirlenerek öldü, 7 bini aşkın kişi de yaralandı. Olay nedeniyle 1 milyondan fazla kişi İran'a sığındı. Daha sonra da Türkiye’ye yüzbinlerce kişi göç etti.

Sokaklar, gazın etkisiyle ellerinde ve yüzünde yanıklar meydana gelmiş, acı içinde kıvranarak can vermiş insanların cesetleriyle doluydu…
Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli 'The Sydney Morning Herald' gazetesinde yayımlanan 'Experiment in Evil' başlıklı makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının, Hiroşima ve Nagazaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etmiştir.

Katliamın gerekçesi, Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı Peşmergelerin de İran Ordusu ile işbirliği yaparak, Halepçe kasabasına girmesi ve isyan başlatmasıydı. Ancak bombardımanda kavrulan kadınların, çocukların ve bebeklerin bu olaylarda hiçbir suçu yoktu.
Halepçe halkı, hem zahir hem batın ilimlerindeki ehliyeti sebebiyle, kendisine “zülcenaheyn” lakabı verilen, Mevlana Halidî Bağdadî (Deyrüzzorî)’nin akrabalarıydı. Şafii mezhebine mensup Kürt Müslümanların çoğu, samimi ve sade bir hayat yaşayan Müslümanlardan oluşuyordu.

Ne yazık ki o günlerde hiç kimse bu katliamı eleştirmedi. Daha sonra, o katliamı gerekçe göstererek Saddam Hüseyin’i idam edenler, ona o kimyasal bombaları satanların ta kendileriydi. Bu katliama batı dünyası sessizdi. Suskundu ve memnundu! Çünkü Müslümanlar ölüyor ve öldürülüyordu.

Ermeni soykırımını meclise getiren Fransa, o zehirli gazları Saddam’a bizzat kendisi vermişti. Ve o silahlar meşhur rivayete göre, karayoluyla Türkiye üzerinden gitmişti. Türkiye’deki o günkü iktidar, Amerika’nın belirlediği dış politika rotasından çıkmıyordu.
2006’da, o katliamın sanıkları, tek tek at hırsızları gibi asıldı. 1 Mart 2010'da, Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe Katliamı’nı soykırım olarak tanıdı. Ancak henüz bu katliama destek verenler cezasını bulmadı.

Suriye’deki Baas katliamının devam ettiği bu günlerde, Halepçe’de katledilen mazlum Müslümanlara Allah (c.c.)’tan rahmet diliyoruz. Dileriz, Rabbimiz, İslam ümmetine bir daha böyle musibetler göstermesin. (Âmin)


ABDULLAH HARUN KARA / İSLAMİ HAYAT DERGİSİ

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize