Şiir Edebi Yazılar Genç Köşe Sıradışı Olaylar Takvim Hikmetli Sözler Tavsiye Edilenler Sizden Gelenler
2016-03-28 16:22:36 Yönetici 0 Yorum

SREBRENİTSA KATLİAMI

Tarih: 11 Temmuz 1995. Yer Avrupa’nın neredeyse göbeği… Dahası, Birleşmiş Milletlerin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa…
Güvenliği sağlamak gerekçesiyle Müslümanların elindeki silahları toplayan BM barış gücü, onlara güvenlik vaat etmişti. 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin güvencesine sığınan, kadın erkek ve çocuklar, tamamen savunmasız bir haldeydi.

Savaştan önce nüfüsu 24 bin civarı olan kentin nüfusu diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına ulaşmıştı. Artık Srebrenitsa 'açlık' ve 'hastalıklar' ile mücadele eden bir 'toplama kampı'na dönüşmüştü. Barış Gücü, Müslümanların silahlarını topladı, ancak güvenliklerini sağlamadı. Sırplar bu "güvenli bölgelere" saldırıp katliam yaptıklarında adı “Barış Gücü” olanlar yalnızca seyretti.
İnsanlık onuru bir kere daha ayaklar altına alınmıştı… Savaşın da bir kanunu, bir ahlakı vardı. Yiğitçe savaşıp şerefle ölmek de bir onurdu ama bu öyle kalleşçe bir katliamdı ki
    

Srebrenitsa'nın Tanjarz Kırsalı'nda tam 10000 kişiyi esir alan askeri grup, Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı. Sırp vahşetinin Avrupa'dan yüz bularak doruğa çıktı ve tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü. Öldürülen bu 8300 kişinin cesetleri parçalanıp iskeletleri çıkarttırıldı ve bu cesetler krematoryumda yakıldıktan sonra Lahey Mezarlığı'na gömüldüler… Kalan 2700 kişi o acıyla yaşamak üzere serbest bırakıldı.

Srebrenitsa katliamı, sadece, bir defada bu kadar çok insanın sistematik olarak katledildiği, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük katliam olarak BM arşivlerinde yer aldı.
Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlandı. Katliama Sırp ordusunun dışında “Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştı.

Orada sadece Müslüman olduklarını unutmamakta direnen Boşnaklar ölmedi. Orada insanlık öldü!

O toplu mezarlara sadece kepçelerle taşınırken parçalanmış çocuk cesedleri gömülmedi. Oraya hümanist batının barışçılık maskesi de gömüldü.
Bu tarih, Avrupa merkezli batı medeniyetinin insanlık iddiasından vazgeçtiği tarihti. Avrupalının dünyanın dört bir yanındaki vahşetlere göz yummasına zaten alışkındı insanlık. Ölen zenciyse, çekik gözlüyse, esmer tenli Ortadoğulu bir delikanlıysa aldırış etmemesine aşinaydı… Ancak batı bu sefer bizzat komşusunda yaşanan vahşete de aldırış etmemişti. Mavi gözlü çocukların katledilişine de ses çıkarmamıştı.

Aslında bu tarih bir Müslüman topluluğun öldüğü değil, İslami bilincin dirildiği tarihtir. Artık insan hakları ve küresel Barışçı kuruluşlarının hiçbir inandırıcılığının kalmadığı bir tarihtir. Müslümanların kendi BM, NATO gibi kuruluşlarını kurmaları gerektiğinin kesin olarak anlaşıldığı tarihtir.


HATİCE KÜBRA ERGİN

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize