BU ŞEHİRDE
Hastayım deme vereyim bu canımı
İsterse taun veba sarsın her yanımı
Gözyaşımla suladım aşkın gülünü
Ben yol olayım sen gez bu şehirde
Adın anmadık gün mü var bu cihanda
Cümle çiçek içinde gözüm reyhanda
Yaz gülü gibi an be an böyle solsam da
Ben kül olayım sen gül ol açıl bu şehirde
Asası elinde puşisi nurdur omuzda
İlahi aşk pervanesi bülbülüdür bu asırda
Her hali Muhammed (sav) kokar nasılda
Ben Medine olayım sen Ravza ol bu şehirde
Yanında hep leyle-i kadir gibidir geceler
Gıpta ile bakarlar her yandan sevenler
Koşun Seyda pınarına ey insanlar
Gönül kasesi bu coşuyor bu şehirde
C. Cevizaltı – Kasımpaşa / İSTANBUL
EY! RESUL
Yine yandı bu gönlüm.
Alev alev tutuştu.
Sana yanar bu gönlüm.
Ey nebi ey resul!
Hasretimden gözlerim,
Durmadan hep ağlıyor.
Sana olan sevgimiz,
Sular gibi çağlıyor.
Sevdiğimden bu dilim,
Durmadan hep anıyor.
Hiç bilmeden yüzünü,
Gözüm seni arıyor.
Gönlümdeki sultanım,
Gelir misin bileyim,
Hiç olmazsa rüyamda,
Nur cemalin göreyim.
Doğduğun güne hasret,
Sevgimiz hep büyüyor.
Senin şefaatinle biz,
Kurtulmayı bekleriz.
Bu güzel gülistana naçizane bir gül de ben ekmek istedim.
Umarım insanlığa faydalı olur. (Havva Önder)
Okur Mektubu
İnsan bir kere gönül tahtına can dostunu koymayasın! Onun yoluna nice ekin tarlaları, nice canlar feda eder. Canan'a canlar kurban olsun. Yeter ki o razı olsun...
Bana gün düşürdün, canıma can düşürdün. Yokluğa var düşürdün. Dilsize söz düşürdün. Yüreğe köz düşürdün. Karakışa yaz düşürdün. Kendimden çoktan vazgeçtim diyordum ya…
Ey Sabrın Sevgilisi!
İyi ki bu ateşi gönlüme tez düşürdün....
Gönlü gülistan olanlara selam olsun. (Elif Avcı)
SİZDEN GELENLER