Güncel Fetvalar İnanç Esasları Temel Dini Bilgiler Namaz Hocası Edep - Adap Faydalı Yazılar Gönül Sohbetleri Dua
2016-03-29 13:47:07 Yönetici 0 Yorum

KUL HAKKINA DİKKAT

Başkasının yükünü yüklenenler

Bu yazıda, günümüzde insanların bilerek veya bilmeyerek, çok fazla bulaştıkları bir konu olan kul hakkından bahsedeceğiz.

Kul hakkı, insanlara yapılan bir zulümdür. Kul hakkı; başkalarının mallarını gasp etmek, dövmek, kötü muamelede bulunmak, kırıcı sözlerle kalbini kırmak ve öldürme gibi bir kimsenin zarar görmesine sebep olmaktır.

Ahiretini kurtarma merakında olan kimseler, başkalarının hakkına tecavüz etmekten sakınmalıdırlar. Çünkü Allahu Zülcelâl bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur; “Sonra şüphesiz siz de kıyamet günü Rabbinizin huzurunda hesaplaşacaksınız.” (Zümer; 31)

Bir kimse, başkası ile olan hesabını, Allahu Zülcelal'in huzuruna bırakırsa çok büyük bir zarara girmiş demektir. Allahu Zülcelâl hiçbir kulunun alacağını başkasında bırakmaz. O, çok büyük adalet sahibidir.

Üzerinde başka insanların hakkı bulunan kişi, ölmeden önce o kimselerle helalleşmelidir. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde; “Sizden biriniz, bir başkasına haksızlık etmişse dinar ve dirhem bulunmayan kıyamet gününden önce, yani bugün helalleşsin. Kıyamet günü, haksızlık yapan kimsenin sevaplarından, haksızlık yaptığı kadarı alınır ve haksızlığa uğrayana verilir. Şayet sevabı yoksa haksızlığa uğrayanın günahlarından alınır, haksızlık yapana yüklenir.” (Buhari) buyurmuştur.

İnsanın üzerindeki haklar

İnsan üzerinde üç tane hak vardır:

1. Kul ile Allahu Zülcelâl arasında olan haklar: Bunlar Allahu Zülcelal'in haram kılmış olduğu zina, livata, içki, kumar, gıybet, iftira, koğuculuk gibi günahlardır. Allahu Zülcelâl, haram kılmış olduğu bu günahları işleyen kimselerle mutlaka hesabını görecektir.

Ayrıca gıybet ve iftirada bulunduğu kimselerle de mutlaka yüzleştirerek hesaplarını görecektir. Ama bir kişi yaptığı gıybet, iftira gibi günahlardan dolayı pişman olur ve gıybetini yaptığı, iftira ettiği kişilerle helalleşir ve Allahu Zülcelal'e karşı tövbe ederse Allahu Zülcelâl tövbeleri kabul edendir.

2. Kulun ibadet hakları: Kul ile Allahu Zülcelal'in farz kılmış olduğu namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetler arasındaki haklardır. Akıllı olan mümin hemen bugüne kadar ibadeti terk ettiği için Allahu Zülcelal'e karşı tövbe edip yapmadığı ibadetleri kaza etmeye başlamalı ve bundan sonra üzerine farz kılınmış olan ibadetleri kaçırmamalıdır.

3. Kul ile insanlar arasındaki haklar: Diğer insanların arasında, mallarını gasp etme, dövme, eziyet etme, yaralama, öldürme ve kötü sözler söylemekten dolayı meydana gelen haklardır. Kişi, hakkını aldığı kimseyle helalleşmelidir. Şayet kişi herhangi bir sebeple helalleşememişse salih amellere sarılmak suretiyle, Allahu Zülcelal'in rızasını kazanmaya gayret etmelidir.

Allah razı olursa kullarını razı eder

Eğer Allahu Zülcelal'i razı ederse kıyamet günü Allahu Zülcelâl de hakkını aldığı kişiyi razı ederek onu cehennemden kurtarır. Rivayet edilmiştir ki; “Üzerinde kul hakkı bulunan bir kişi Allahu Zülcelal'i razı ederse kıyamet gününde hakkını aldığı kişiye Allahu Zülcelal buyurur ki;

— Başını kaldır bak! O kişi, başını kaldırınca Cenneti Alâ’da çok büyük ve güzel saraylar görür ve;
— Ya Rabbi! Bunlar kimin, diye sorar? Allahu Zülcelâl buyurur ki;
— Bunlara sahip olmak senin elindedir. O kişi;
— Ya Rabbi! Bunlara ne ile sahip olabilirim, benim gücüm buna yeter mi? diye sorar. Allahu Zülcelâl buyurur ki;
— Bunlara gücün yeter. Çünkü bunların bedeli, bu kulumu affetmendir. O zaman o adam der ki;
— Ya Rabbi! Ben onu affettim! Bunun üzerine Allahu Zülcelâl;
— Öyleyse el ele tutun ve beraberce cennete girin, buyurur.

İşte, insan dünyada Allahu Zülcelal'i razı etmeye gayret ederse kıyamet gününde Allahu Zülcelal de onun üzerindeki hakların ödemesi için bu şekilde ihsanda bulunur. Ancak, şu hususa dikkat etmek gerekir ki “Nasıl olsa Allah’ı razı ederim ve kul haklarından da bu şekilde kurtulurum.” Diye düşünmek, büyük bir cehalet eseridir. Böyle düşünen kimselerin dikkat etmesi gerekir ki kullarına zulmeden bir kimseden, acaba Allahu Zülcelal razı olur mu?...

Demek ki hakkına tecavüz ettiği insanlarla helalleşmek, zulmü, saldırganlığı terk etmek gibi tedbirlerden sonra, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmak en tutarlı yoldur.

Kul hakkı neden önemli?

Kul hakkı insan için Cennet yolunun üzerinde büyük bir engeldir. Şehitler, Allahu Zülcelal'in yanında çok kıymetli olmalarına rağmen, Allahu Zülcelâl hak sahipleri affetmediği müddetçe, şehitlerin dahi kul haklarını affetmez. Onun için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadisi şeriflerinde; “Şehidin, borcunun dışındaki bütün günahları bağışlanır.” (Müslim) buyurmuştur.

Bu hadisi şeriften de kul hakkının ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu yüzden, kul hakkına girmemeye çok dikkat etmemiz lazımdır. İnsanları kırmaktan, zarar vermekten ve bir malı borç olarak aldığımızda geri vermekten kaçınmazsak, kıyamet gününde rahat ederiz.

Çünkü Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem başka bir hadisi şeriflerinde; “Geri ödemek niyetiyle insanlardan borç alan kişinin borcunu Allah öder. Telef etmek (ödememek) maksadıyla borç alanı ise Allah telef eder.” (Buhari) buyurmuştur.

Bütün bunlara bakarsak, kıyamet gününde insan kendi hesabını vermekten aciz kalacağı halde bir de başka insanların hesabını yüklenmek çok büyük yanlıştır. Onun için kendi haklarımızı nasıl muhafaza ediyorsak, başka insanların haklarını da öyle muhafaza etmemiz lazımdır. O zaman çevremizde bulunanlar bizden razı olacaklardır.

Şayet insanlar bizden razı olurlarsa Allahu Zülcelâl de bizden razı olur inşallah!

Af ehli olmak ve insanları affetmek

Seyda Muhammed Râşid Hazretlerine, bazı kimseler gelip;
— Filan adam şöyle, şöyle yaptı, diyerek, insanları şikâyet ettikleri zaman diyordu ki;
— Biliyorum, fakat biz onları affetmezsek, Allahu Zülcelâl de bizi affetmez.

Onun bu sözü, hepimiz için bir derstir. Bir kimse bize bir kötülük yaptığı zaman, hemen ona aynı kötülükle karşılık vermek yerine, ona şefkat ve merhametle davranıp affedersek, insanların birbirleriyle iyi geçinmeleri ve adaleti terk etmemeleri hususunda gayret edersek, Allahu Zülcelal'in nezdinde çok makbul bir hal sergilemiş olacağız. Çünkü Allahu Zülcelâl adaletli, şefkat ve merhametli olduğu için bu halde olan kulları da O'nun yanında makbul olurlar.

Kaynak: Seyda Muhammed Konyevî, “Cennet Yolunun Rehberi”, Reyhanî Yayınları, İstanbul.


SELMAN SADIK

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize