Güncel Fetvalar İnanç Esasları Temel Dini Bilgiler Namaz Hocası Edep - Adap Faydalı Yazılar Gönül Sohbetleri Dua
2016-03-29 13:49:15 Yönetici 0 Yorum

ŞEYTAN KİME DENİR?

Şeytana teslim olanlar

Şeytan’ın cinlerden mi yoksa meleklerden mi olduğu, çoğu insanın kafasındaki bir sorudur. Ayrıca bazı ayet ve hadislerde “şeytanlar” denilmesi konunun daha da karmaşık hale gelmesine yol açmaktadır. İşte bu yazıda bu soruların cevaplarını bulacaksınız…

Şeytan kimlerdendir?

Gözle görülmeyen fakat varlığı kesin olan, azgınlık ve kötülükte çok ileri giden, kibirli, asi, insanları saptırmaya çalışan cinlere ‘şeytan’ adı verilir.

Kur’ân-ı Kerîm’de ilk şeytandan, İblis diye söz edilir. İblîs, azmış ve Rabbinin buyruğuna isyan ederek sapıklığa düşmüş cinlerdendir. “... İblîs cinlerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı ...” (Kehf; 50) ayetinden de açıkça anlaşılacağı gibi, aslında o bir cindir. Allah’a ibadet ederek derecesini yükseltmiş, melekler arasına karışmış, daha sonra da isyanı yüzünden bu konumunu yitirmiştir.

Melekler ve cinler gibi duyu organlarıyla algılanamayan, fakat varlığı, Kur’ân-ı Kerîm ve sahih hadislerde kesin biçimde haber verilen şeytan, ateşten yaratılmıştır.

Allah-u Zülcelal, Âdem aleyhisselamı yaratınca meleklere, ona (hürmet maksadıyla) secde etmelerini emretmiş, bütün melekler, bu emre uyarak Âdem aleyhisselama secde etmişlerdir. Şeytan ise bu emre uymamış: “Ben ondan daha hayırlıyım, çünkü beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.” (A’raf; 12) diyerek, Âdem aleyhisselama secde etmemiş, Allah-u Zülcelal’in bu emrine uymamıştır.

Bunun üzerine Allah-u Zülcelal: “Öyle ise oradan çık, çünkü artık kovuldun.” (Hicr; 34) buyurarak, onu rahmetinden uzaklaştırmıştır. Şeytan: “Ey Rabbim! Öyle ise (varlıkların) tekrar dirileceği güne kadar bana mühlet ver.” (Hicr; 36) diyerek, yaşama izni istemiş, bu da kendisine verilmiştir. (Hicr; 37)

Bundan sonra şeytan, yeryüzünde yaşayan insanları, tüm imkânlarıyla, Allah’a giden yoldan uzaklaştırıp saptıracağını söyleyerek, Allah’ın katından ayrılmıştır. (Hicr; 38)

Kur’an’da İblîs olarak da adı geçen şeytanı, Allah insanoğlunun düşmanı olarak tanıtmış ve böylece tanınmasını istemiştir.

Şeytan, ilk insandan beri bütün insanlara kötülükleri, küfür ve günahları süsleyip güzel göstermiş, insanları hak yoldan uzaklaştırmak için elinden geleni yapmıştır ve yapmaktadır.

Şeytana teslim olanlar

Allah’ın gösterdiği dosdoğru yoldan uzaklaşmak, yasakları çiğnemek, şeytana imkân ve fırsat vermek demektir. Sapıklık ve azgınlıkta devam edenler, şeytanın kendilerini çepeçevre kuşatmasına, kendilerinin de şeytanın esiri olmalarına sebep olurlar.

Allah-u Zülcelal insanları şeytanın düşmanlığına, hile ve aldatmacalarına karşı uyarmıştır: “Çünkü şeytan sizin düşmanınızdır. Siz de onu bir düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.” (Fatır; 6)

Allah-u Zülcelal, Kur’an okunduğunda kovulmuş şeytandan kendisine sığınılmasını emrettikten sonra, Allah’a içtenlikle inanıp ibadet eden, yasaklarını çiğnemeyen kimseler üzerinde, şeytanın hiçbir etki ve hâkimiyetinin olmayacağını ifade etmiştir.

“Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde, o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur. Şeytanın nüfuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah’a ortak koşanlaradır.” (Nahl; 99-100)

Kaynak: Seyda Muhammed Konyevî, Tevhid Risalesi, Reyhani Yayınları, İstanbul, 2012.


GÜLİSTAN

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

Yorum Yap

2016 Zümra İlim | All Rights Reversed.
Web Tasarım: Markalize