ÖZÜR HALİ

Hanefi mezhebine göre Özür; abdesti bozan bir durumun, bir kimsede sürekli bulunması halidir.

Mesela; kadınlarda görülen istihaze kanı, burun ve benzeri bir organdan kanın devamlı akması, kulak veya gözden sürekli olarak cerahat gibi bir sıvının akması, sürekli idrar akıntısı, devamlı gaz çıkması gibi durumlar, birer özür halidir.
Bu ve benzeri, abdest bozucu her hangi bir durumu ve akıntısı, sürekli olarak devam eden kimseye özür sahibi denir.

Özür Halinin Teşhisi;

Abdest bozucu her hangi bir akıntının, özür kabul edilebilmesi için, onun belirli bir süre devam etmesi gerekir. Mesela; özür hali, abdest alıp namaz kılacak kadar kısa bir süre kesilmemek üzere, tam bir namaz vakti devam eder, bundan sonra da her namaz vaktinde en az bir defa görülürse, özür teşhisi kesinleşmiş olur.

Şu halde özür halinin kesin teşhisi için başlıca iki önemli husus vardır;
1-) Özür halinin, bütün bir namaz vaktinin en az bir defa devam etmesi ve bu namaz vakti içinde abdest alıp namaz kılacak kadar kısa bir süre kesilmemesi.
2-) Özür halinin bütün bir namaz vakti boyunca böylece devam etmesinden sonra, her namaz vaktinde en az bir defa tekrar görülmesi. Birinci madde de belirtildiği gibi özür hali belirtisi gerçekleşir de, ondan sonraki her namaz vakti boyunca, bir defa olsun tekrar görülmez ise, özür sahibi; özürlü olmaktan çıkar. İbadetlerini normal şekilde yapmaya devam eder.

Şafii mezhebine göre ise, her namaz için ayrıca abdest almak gerekir. Kılınan namazın sona ermesi ile, özürlünün abdesti bozulmuş olur. Aynı vakitte de olsa, başka bir namaz kılabilmek için yeni bir abdest alınmalıdır.

Bir kimsenin özür akıntısı, bir namaz kılabilecek kadar kesilirse, özrün sürekliliği bozulduğundan dolayı, özür sahibi de özürlü olmaktan çıkarak, normal bir hale girmiş olur.

Özürlünün özrü devam ettiği sürece, özür akıntısından elbisesine bulaşan sıvılar, fazla da olsa, özürlü için namaz kılmaya bir engel değildir. Bu, Allahu Zülcelal’in özürlü bir müslümana tanıdığı kolaylıktır.

GÜLİSTAN ARAŞTIRMA SERVİSİ